
İdrarda İyot Testi ve İyot Eksikliğinin Nedenleri
Şub 17, 2021
Klinik biyokimya, hastalıkların tanısı, benzerlerinin birbirlerinden ayırdedilmesi ve hastalık sürecinin incelenmesi açısından vücudun çeşitli sıvılarını, salgılarının ve doku örneklerinin moleküler yapı düzeyinde analizlerinin yapildığı bir bilim dalıdır. Bir başka deyişle tıbba ve klinik incelemelere özgün laboratuvar bilimidir. Klinikte hastalık tanısını yapabilmek için eldeki verilerle biyokimyasal analiz sonuçlarının bir bütünlük içerisinde olması gereklidir. Klinik biyokimyada elde edilen negatif ya da pozitif sonuçlar hastalık tanısına destek, yol gösterici ya da öncü olabilirler. Klinik bulgularla biyokimyasal analiz bulguları birbirlerini tamamlamanın ötesinde bir olay olarak bütünleşmişlerdir. Tek başlarına hastalık tanısında yeterli olamazlar. Klinik biyokimyanın hastalıkların tanınmasındaki tamamlayıcı rolünün yanı sıra koruyucu hekimlik bakımından da büyük önemi vardır. Kişilerin hastalık belirtileri ortaya çıkmadan da klinik biyokimyasal açıdan incelemeye alınmaları sonucunda elde edilen parametreler ileride ortaya çıkma eğilimi olan hastalıkların önceden saptanmasına ve gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olur. Bu nedenle dış görünüm olarak sağlıklı olan kişilerin de özellikle 40 yaşın üzerindeki dönemlerde yılda en az bir kez olmak üzere sağlık kontrolünden geçmeleri ve hekim önerilerine göre bazı biyokimyasal analizleri yaptırmaları (check-up) gereklidir.
Günlük hayatta tüketilen ve sağlıklı olduğu düşünülen pek çok besinin vücutta olumsuz etkiler yaratabilir. Örneğin süt, ıspanak, brokoli gibi sağlıklı
Alerjen maddelere karşı gelişmiş IgE karakterindeki antikorlar, hastadan alınacak kan örneğinde alerji testi yapılarak araştırılmaktadır. Alerjinin oluşmasında
Portör bulaşıcı hastalıklara neden olan etmenleri taşıyarak onları başkalarına bulaştıran, buna karşılık kendileri çoğu zaman sağlıklı durumda